‘’Yazarken,
hep zincirledim ben.
Bunun beni
nasıl zincirlediğini görmem vakitler aldı. Masada kıpırdadığım an duyduğum sesi
okur da duysun isterim.’’, der Enis Batur Mumya Köpek adlı kitabında.
Harvard’lı uzmanlara
göre durumu bir ‘’graphomania’’dır. O, yazma hastalığına tutulmuş kişilerdendir
ve bu da ‘’şakak lobu epilepisisi’’nden kaynaklanıyordur. Tıp, her şeye olduğu
gibi, bu, çokça yazma durumuna da bir tanı koymuştur.
Batur’a göre
ise, ‘merak böceği’nin sokmasıdır kişiyi bunca şeyin izini sürmeye sevk eden.
Evet, her şey merak konusudur bazıları için. Sıradan, olağan, gündelik görünen
her şey, zincirleme bir biçimde bambaşka şeylere bağlıdır; ve bazıları
görünenin ardına düşüp, görünmeyenin izini sürmeye çalışır.
Batur, ilgi
alanı en geniş deneme yazarlarının başında gelir ülkemizde. Gezdiği
sergilerden, izlediği oyunlara, dinlediği müziklere, okuduğu kitaplara;
yazarların, ressamların, müzisyenlerin yaşamöykülerine kadar her şey
denemelerinin konusu olmuştur. On binlerce sayfa yazı yazmış olmasına ve el
değmemiş çok az alan bırakmasına rağmen: ‘’Her şeyi yazdığımı sanıyor kimileri,
mahfuz tuttuklarımı bir bilseler.’’, demiştir.
‘’Gönderen:
Enis Batur’’ adlı kitabının ‘’Okura Mektup’’ adlı bölümünde, kitabın kime
yazıldığını, kime gönderildiğini tartışır. Ona göre okur bir kitap fahişesidir
genellikle; birkaçını bir arada okuma sapkınlığına kendini kaptırır, okuması
gerektiğine inandığı kitap sayısındaki kabarma onu hızlanmaya, sıçrayarak
nektar toplamaya yöneltir. Ama onun arzuladığı nitelikli, ya da ülküsel okurdan
beklentileri vardır: Nitelikli okur, okumayı hayatının eksenlerinden biri
haline getirmiştir. Yine o okur, ‘’yeniden okuyan, başka bir gözle bakabilmek
için farklı bir kavrayış için yeniden aynı kitabı eline alabilen okurdur. Yeni
okuduğu bir kitaptan sonra onunla paralellik kurarak film seyreden, müzik
dinleyen, ya da başka kitaplar okuyan, ansiklopedi karıştıran okurdur.’’ Yani,
onun ‘’sokulgan okur’’ diye de tabir ettiği okur türü, eserde bir arkeolog gibi
titiz bir şekilde kazı yapmalı, izlerin peşinden gitmeli, yeri geldiğinde
örgüleri ve düğümleri daha iyi görebilmek için halıyı kaldırıp altına
dikkatlice bakmalıdır.
‘’Her hikaye aslında komşularının
arasına yazılır, her tabakası başka tabakalara karışır, birlikte sonsuz bir yol
dökerler, hepsi tek, büyük bir hikayenin salkım saçak parçalarıdır.’’
Enis Batur
külliyatını tam da böyle görmek gerekir; O, yazarak çok büyük bir resmi ilmek
ilmek dokumaya çalışmaktadır bir nevi. Denemelerinin her biri bu düğümün bir
parçasıdır. Eserlerindeki metinler-arası göndermeler kaynağını bu yaklaşımdan
almaktadır. Hiçbir deneme bundan münezzeh değildir. Örneğin, ‘’Basit Bir Es’’
adlı novellasını okuyan bir kişi, onun ‘’Neyin Nesisin Sen?’’ adlı şiir
kitabıyla ortak noktalar, bağlantılar, yakınlıklar kuracaktır.
Okuru bir
kitap fahişesine benzettiği gibi, kendi yazma sürecine de benzer bir yaklaşımda
bulunur Pasaport Damgaları’nda: ‘’(…)
Wöfli’den ilerlemeyi sürdürdüm, oysa onu kenara bırakıp ‘Zenon-Plati-Patates’
üçlüsüne eğilmeliydim. Üzerlerine yoğunlaşırsam, kalan sürede tamamlayabilirim
onları, ama yapım bu, rahat duramıyorum, beni nereye çekerse oraya gidiyorum –
tam bir yazı orospusu.’’
TOPLU
ESERLERİNİN SON CİLDİ: ÖTEKİ PUSULA
Öteki
Pusula’da adlı deneme kitabında ‘Kulak’, ‘Ölesiye Sanat’, ‘Gelecek Satmak’ ve ‘Çöken
Karanlıkta’ adlı dört ana başlık yer almakta. ‘’Bir deneme kitabının, daha
özelde bir ‘yazınsal denemeler toplamı’nın ‘içindekiler’i kadar sıraya konulma
biçimi de belirleyici bir yan taşıyor.’’, diyen Enis Batur, ‘’Yapılan işin,
uygulanan işlemin derlemekten, toplamaktan ibaret olduğunu sananlar
yanılıyorlar.’’, diye de ekler. Çünkü o, asıl işin o yazıların/parçaların bir
araya getirilişinde olduğunu ve dinamizmin asıl burada aranması gerektiğini
söyler. Örneğin Ölesiye Sanat’ta altı ana başlık bulunur (‘Deneme’, ‘Lotimonia’,
‘Envanter ve Yorum’, ‘Suç’, ‘Geçmiş ile Gelecek Arasında Kurukafalar’ ile
‘Sinema Günlüğü’.) ve bunlar kendi içinde önemli karındaşlığa sahip yazıları
barındırır.
Çok sayıda
ve farklı türde kitabı aynı anda işlemeye, örmeye çalışmakta olan Batur’un çok
çeşitli yayınevlerinden çıkan bu kitaplarını (özellikle de denemelerini) takip
etmek neredeyse özel bir uğraş haline gelmiştir artık kendisini tutkuyla takip
eden okurları için. Güzel olan şu ki, Edebiyat ve Sanat Üzerine Denemeler’i Sel
Yayıncılık tarafından toplu olarak (2014 yılının Şubat ayından itibaren)
yayımlanmaya başlandı. (1.Cilt Son Modernler; 2.Cilt Yazının Sınır Boyuna
Yolculuk; 3. Cilt Karanlıktan Işık Yontanlar) 2016’ın bu ilk ayında da dördüncü
ve son cilt olan ‘’Öteki Pusula’’ okurlara ulaştırılmış ve proje tamamlanmış
oldu.
Sel
Yayıncılık’a, Enis Batur okurlarına ve Türk edebiyatına yaptığı bu büyük katkı
için teşekkürlerimizi sunuyor, son cildin yayımlanmasını sabırsızlıkla bekleyenlere
iyi okumalar diliyorum.
Gülşah
KÖKSAL
04/01/2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder